Cinsel Sağlık · Sağlığımız Hakkında

Sertleşme Bozukluğu / İktidarsızlık

İktidarsızlık Nedir ?

1992 yılından beri bilimsel ortamda “iktidarsızlık” kelimesini kullanmamakta çünkü erkeğin cinsel “iktidarını” kaybetmesi sadece cinsel organının sertleşmemesini değil, bunun yanında erken boşalma sonucu eşini tatmin edememesi veya stresli yaşamı yüzünden isteğini kaybetmesi gibi farklı nedenlere de bağlı olabilecek karmaşık bir ikili ilişki sorununa işaret etmekte. Bu yüzden “memnun edici seksüel performansa izin verecek yeterli ereksiyonu sağlamak ve devam ettirmedeki kalıcı yetersizlik” tanımlanabilecek bu durumu “sertleşme bozukluğu” veya “erektil disfonksiyon” olarak tanımlamak daha doğru olacaktır.
Sertleşme bozukluğu gittikçe hakkında daha fazla bahsedilir bir konu haline geldi. Bunun temel olarak iki nedeni var. Nüfusumuz yaşlanıyor ve yaşlanan bu nüfus ile beraber serleşme sorunlarının daha sık karşımıza çıkması doğal.1950’lerde 46 olan yaşam beklentisi 2000li yıllarda 66’ya ulaşmıştır ve 2050’lerde 76’ya ulaşması öngörülmekte. Bunun yanında cerrahi ve penise sertleşmeyi sağlayacak ilaçların enjeksiyonlarının dışında “acısız” tedavi seçeneklerinin de kullanıma girmesi ve buna paralel olarak bu ürünlere yönelik bilinçlendirme kampanyalarının artması insanları sorunlarını dile getirmeleri konusuna cesaretlendiriyor. Böylece eskiden “kol kırılır yen içinde kalır” yaklaşımı ile saklanan sorunlar dile getirilmeye ve tedavi aranmaya başlıyor.
Yaşlandıkça Sertleşme Bozukluğu Görülme İhtimali Artıyor

90’lı yılların sonunda ve 2000’li yılların başında dünyada büyük çaplı sıklık (prevalans) çalışmaları yapıldı. Toplumsal algıdaki farklılıklar nedeniyle farklı sonuçlar elde edilmiş olsa da yaklaşık olarak 40 yaşında %10 ila 40 arasında görülen sertleşme sorunu 70’li yaşlarda %50 ila 80 oranına ulaştığı bildirilmektedir. Türkiye’de kurumsal olarak yapılmış geniş ölçekli çalışmada sertleşme bozukluğu sıklığı %69,2 olarak tespit edilmiştir.
Niye Sertleşme Bozukluğu Gelişiyor ?

“Sertleşme” insanda sinir ve damar öğelerinin ortak çalışması ile gelişir. Beyin omurilik hattından gelen sinyalin penise ulaşması ile penis içindeki süngersi yapının gevşeyerek kan ile dolmasını sağlayan kimyasal bir dizi olay tetiklenir. Bu sayede penis kan ile dolar ve sertleşir. Burada iletimini engelleyecek sinirsel (cerrahi sonucu sinirlerde yaralanma ve benzeri durumlar) veya süngersi yapının gevşeyerek kan ile dolmasını engelleyecek damarsal bozukluklar (damar sertliği, şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi) sertleşme bozukluğuna yol açacaktır.
Kimler Daha Fazla Risk Altında ?

En başta yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, şişmanlık, sigara tüketimi, hareketsizlik gibi kardiyovasküler risk faktörü taşıyan kişiler gelir. Bunu takiben şeker hastalığı olanlar gelir. Bunun dışında nörolojik hastalığı olanlar, hormonsal bozukluğu olan ve sinirlerin zarar görebileceği ameliyatlar geçirenler de daha yüksek risk altındadırlar.
Sayısal olarak ifade etmek gerekirse hastalığı olmayan yaşıtları ile karşılaştırıldığında diabetik hastalar 4,1 , periferik damar hastalığı olanlar 2,6 , kardiyak problemi olanlar 1,8 , hiperlipidemisi olanlar 1,7 , ve yüksek tansiyonu olanlar 1,6 kat daha fazla sertleşeme bozukluğu geliştirme riski altındadırlar.
Sertleşme Sorunu Olan Hasta Doktora Başvurduğunda Ne Gibi Testlerden Geçmekte ?

Sertleşme sorunu olan hastayı değerlendirirken ilk önce hastayı dinlemek gerekir. Birçok hastada sorunun organik değil psikolojik veya ikili ilişki kaynaklı olabileceği görülmektedir. Hastayı dikkatlice dinlemek ve gerekli sorularla gerekli cevapları almak çoğunlukla yapılacak birçok testten daha yararlı olmaktadır. Bunu takiben yapılacak kapsamlı bir fizik muayene Peyronie’s hastalığı gibi ikincil olarak sertleşme bozukluğuna neden olabilecek hastalıkların ipucunu verecektir. Bunun yanında son 12 ay içinde ölçülmediyse açlık kan şekeri, kolesterol ve erkeklik hormonu olan testosteron seviyelerinin ölçülmesi gerekmektedir.
Bu temel değerlendirmeden sonra eğer gerek görülüyorsa ileri testlere geçilebilir. Bunların arasında en çok kullanılan penise yapılan ve yapay sertleşme sağlayan bir iğneyi takiben penis ana damarlarındaki kan akımını ölçen Doppler Ultrasonografi testidir. Bu test bize penis fonksiyonları ile ilgili çok değerli bilgiler vermektedir.
Sertleşme Bozukluğunun Tedavisinde Hangi İlaçlar Kullanılmakta ?

Sertleşme bozukluğunun tedavisinde ilaçlara geçmeden önce düzeltilebilir risk faktörlerinin ele alınması gerekir. Sigara içmenin bırakılması, düzenli egzersize başlama, kilo verme birçok hastada dramatik düzelmeler sağlayabilir. Bu değişiklikleri orta yaşta gerçekleştirmiş kişiler dahi 2 yıl gibi kısa bir sürede bu değişiklikleri gerçekleştirmemiş olanlara oranla risklerini %70 düzeyinde azaltmaktadırlar.
Yaşam şekillerini olumlu bir şekilde iyileştirmelerine rağmen sertleşme sorunları devam eden hastalar ilk basamak olarak ağızdan ilaç tedavisine alınmaktadır. Yohimbin ve apomorfin gibi başka moleküller de olmasına rağmen ağızdan ilaç tedavisinin temelini PDE5 inhibitörleri oluşturur. Sildenafil (Viagra), Vardenafil (Levitra) ve Tadalafil (Cialis) bu grubun en bilindik yüzleridir. Bu ilaçlar kendi başlarına sertleşme sağlamamalarına rağmen oluşan çok hafif sertleşmeleri güçlendirerek etki gösterirler. Hangi molekülün seçileceğine hasta doktoru ile beraber ilaçtan beklentiler ve ilaçların kendilerine özgü yan etkileri tartışarak karar verir. İlaçlardan genel olarak %50-80 oranında başarı beklenmelidir.
Oral Tedaviye Cevap Vermeyenlerde Nasıl Bir Yol İzleniyor ?

Oral tedaviye cevabı olmayanları önünde birden fazla ikinci basamak tedavi seçeneği vardır. Bunların başında penise yapılan enjeksiyonlar (PGE1 [Caverject], Papaverin [Papaverin], Phentolamin [Regitine], Papaverin phentolamin kombinasyonu [Androskat]) vakum cihazları ve intraüretral topikal (PGE1 [MUSE]) uygulamalar gelir. Bu tedavi seçenekleri pek çok hasta tarafından uzun vadede zahmetli ve uygulanamaz bulunmaktadır.
İkinci basamak tedavileri başarısız veya kabul edilemez bulan hastalar ise mutluluk çubuğu / balonu cerrahisine yönlendirilmektedir. Temel olarak bükülebilir ve şişirilebilir olmak üzere iki modeli mevcuttur. El kapasitesi sınırlı veya yüksek maliyetten kaçınan hastalar için daha uygun model bükülebilir protez tipleriyken, doğala daha yakın bir ereksiyon beklentisi olan ve sosyal ortamda giysi altından belirgin olmamasını isteyen hastalar içinse şişirilebilen protez tipleri daha uygundur.
Üroloji kliniğimiz CETAD sertifikalı Psikiyatri uzmanımızın desteği ile her basamakta sertleşme bozukluğu olan hastalara yüksek kalitede teşhis ve tedavi imkanı sunmaktadır.