BPH Nedir ?
Prostat, sağlıklı her insanda bulunan ve üremede önemli olan bir salgı bezidir. İdrar kesesinin idrar kanalına bağlandığı noktada, idrar kanalını çepeçevre saracak şekilde yerleşir. Prostatın her organ gibi yaralanması, enfeksiyonu ve kanseri olabilmesinin yanında diğer organlardan farklı bir özelliği vardır: Yaş ile büyür. Yaşlılığa bağlı olan bu büyümeyi kansere bağlı büyümeden ayrı tutmak gerekir. Yerleşimi nedeniyle yaşlılığa bağlı olarak büyüyen prostat dokusunun kitlesel ve kas dokusu içermesi nedeniyle mekanik etkileri ile idrar kanalı sıkışır ve idrar bu kanal içinden akmakta zorlanır. Bu tıkanıklık aynı zamanda idrar kesesinde de değişikliklere neden olmaktadır. 55 yaşlarında her 4 erkekten biri idrar yapmada sıkıntı yaşarken 70’li yaşların ortalarına gelindiğinde her iki erkekten bir bu sorunu yaşamaktadır.
Prostat büyümesi olan hastalar tıkanma nedeniyle idrar akımında azalma ve incelme yanında idrar sonunda damlama gibi sıkıntılar yaşarken idrar kesesinde olan değişiklikler nedeniyle de ani idrar sıkıştırmaları, sık tuvalete gitme hissi, gece idrara kalkma ve idrarı tam boşaltamama hissi yaşamaktalar. Hastalarda aynı zamanda enfeksiyona eğilim artmakta ve enfeksiyon ve idrar taşlarının oluşumu ile idrarda kan görülebilmektedir. Bu hastalar uzun süre tedavisiz kalırlarsa idrar kesesinin aşırı kasılmaları veya aşırı dolması sonucu idrar kaçırmaları yaşayabilirler.
Teşhis Konulurken Neler Yapılmalıdır ?
İdrar yaparken zorlanma şikayeti ile gelen hastalarda temel değerlendirme detaylı bir hikayeyi takiben fizik muayenede parmakla rektal muayeneyi ve laboratuar değerlendirme kan PSA düzeyinin tespitini ve idrarın mikroskopik incelemesini gerektirir. İlk yapılan değerlendirmelerde doktorunuz şüphelenirse sizden böbreklerinizin ve idrar kesenizin yapısını değerlendirmek amacıyla ultrason, böbreklerinizin fonksiyonunu değerlendirmek için kan kreatinin düzeyi ve/veya idrar akım hızınızı ölçmek için üroflow tetkiklerini isteyebilir.
Kimler Tedavi Edilmelidir ?
Her idrar sıkıntısı olan hastanın medikal veya cerrahi olarak tedavi edilmesi gerekmez. Çalışmalar göstermiştir ki hafif prostatik sıkıntısı olan hastaların üçte biri zaman içinde kendiliğinden rahatlayabilmektedir.
Bunun tersine ciddi sıkıntısı olan hastalarda tedavinin geciktirilmesi mesanede ve böbreklerde geri dönüşümsüz hasara neden olabilir. Bu nedenle hastanın hayat kalitesini düşürecek şekilde rahatsız edici semptomların olmasının yanında aşağıdaki durumlarda da mutlak cerrahi girişim gerekmektedir:
- İdrar kesesinin yetersiz boşalmasına bağlı böbreklerde hasar oluşması veya oluşma ihtimali
- İdrar kesesinin içinde kalan idrarın iltihaplanması
- İdrar yapamama
- İdrar kesesinin aşırı dolması sonucu taşma tipi veya idrar kesesinin ani sıkışması sonucu urge tipi idrar kaçırma
- Tekrarlayan şiddetli idrar yolu ile kanama
- Mesane taşları
Tedavi Seçenekleri Nelerdir ?
Temel olarak üç tedavi seçeneği mevcuttur:
- Takip
- Medikal tedavi
- Cerrahi tedavi
Sıkıntısı fazla olmayan, yapılan muayene sonucunda prostat kanseri olmadığı ve böbreklere ya da idrar kesesinde kalıcı hasar oluşturacağı düşünülmeyen hastalara takip önerilebilir. Hastalar yıllık olarak kontrollerini kaçırmamalıdır.
Semptomları çok şiddetli olmayan fakat hastayı rahatsız eden, yukarıda sayılan mutlak cerrahi gereksinim gösteren duruların bulunmadığı hastalarda tedaviye karar vermek çok daha zordur. Bu durumda hasta ve üroloğun karşılıklı oturup tedavilerin yarar ve risklerini tartışıp tedavi hakkında ortak bir görüş oluşturmaları daha doğru olacaktır. Bu hastalarda genel yaklaşım ilaç ile tedaviye başlanılması ve hastaların takip edilmesidir. İlaç tedavisine cevabı kısıtlı olan veya ilaç yan etkileri nedeniyle ilaç kullanmayı istemeyen hastalarda cerrahi çözüm önerilmektedir.
Şiddetli sıkıntısı olan veya yukarıda sayılan mutlak cerrahi gereksinimi olan durumlarda prostatın cerrahi olarak küçültülmesi veya kas tonusunun azaltılacağı şekilde kesilmesi önerilmektedir. Cerrahi seçenekler olarak hastaya:
- Açık ameliyat
- TUIP
- TUR-Prostat önerilebilir
Açık ameliyatta göbekten yapılan kesi ile prostat ulaşılır ve prostatın dış çepheri bırakılacak şekilde iç nüvesi tamamen çıkarılır. Ameliyat sonrası dönemin çok zahmetli ve sıkıntılı olması nedeniyle bu cerrahi yaklaşım çok özel durumlar dışında uygulanmamaktadır. Cinsel ilişki sonrası meninin gelmemesi, kanama, enfeksiyon ve idrar kanalında darlık gibi riskler içermektedir.
TUIP ufak prostatı olan hastalarda prostatın hacminin küçültülmesi yerine prostat kas tonusunun azaltılmasına yönelik bir girişimdir. Bu yöntemde idrar kanalından ilerletilen ve ucunda kamera ve ışık kaynağı taşıyan rezektoskop cihazı yardımıyla prostat derin olarak diklemesine kesilir. Bu yöntem ile ameliyat süresi mümkün olan en kısa süreye çekilirken hastanın ejakulasyon fonksiyonunu koruması hedeflenir.
TUR-prostat prostat tedavisinde altın standarttır. Burada TUIP’e benzer şekilde idrar deliğinden ilerletilen rezektoskopun ve elektrik enerji kaynağı yardımı ile prostat dokusu kesilerek çıkartılır. Oldukça güvenli ve etkin olan bu yönteme alternatif olarak prostatın lazer ile buharlaştırılması veya lazer ile enükülasyon ortaya atılmıştır. Yapılan çalışmalarda bu yöntemlerin TUR-Prostata üstünlükleri gösterilmemiştir. Bunun yanında bu yöntemlerde operasyon süresi belirgin olarak uzamakta, daha sık olarak mesane boynu darlığı gelişmekte ve daha sık olarak ameliyat ertesinde idrar tıkanıklığına bağlı sondalanma ihtiyacı doğmaktadır. Bu nedenle bu yöntemler sadece kanama eğilimi olan veya TUR-P için gerekli anestezi şartlarına uymayan hastalarda önerilmektedir.
Bu operasyonların hiçbirinde prostat prostat kanseri ameliyatında olduğu gibi tamamen çıkarılmaz.
Ameliyat olması mümkün olmayan hastalarda idrar kanalının içine prostat hizasına yerleştirilen ve idrar kanalının prostat tarafından ezilmesini engelleyerek açık tutan stentler çözüm olabilir. Bunun yanında henüz gelişmekte olan TUNA, TUMT benzeri teknolojiler mevcuttur.