Böbrek Kanseri · Kanser · Sağlığımız Hakkında

Böbrek Kanseri

Nedir ?

Böbrek kanseri ürolojinin doğru ve etkin tedavi edilmediği halde ölüme yol açabilecek ciddi hastalıklarından biridir. Böbrek hücrelerinden bazılarının vücudun büyüme kontrolünden çıkarak çevre dokulara zarar verecek şekilde büyümesine kanser adı verilmekte. Kanserli hücreler bir kitle oluşturacak kadar büyüdüklerinde ise tümörü oluştururlar. Hastalık ilerlediğinde bu hücrelerin bazıları kan veya lenf damarlarını kullanarak çevre ve uzak organlara yayılır ve orada yeni kanser odakları oluştururlar ki buna da metastaz adı verilmektedir.

Böbrek kanseri erkeklerde kadınlardan 2 kat daha fazla görülür ve en sık 50-70 yaş arasında görülür. Hastalık ileri safhalarına ulaşmadan çok az belirti verdiğinden hastaların %25 ila 30’unda tanı konulduğunda ne yazık ki kanser diğer organlara da sıçramış olmaktadır.
Risk Altında Olanlar

Cıva, kadmiyum gibi ağır metallere maruz kalma ve birçok çevresel faktör böbrek kanserine yatkınlığa neden olmaktadır. Sigara içmek ise birçok diğer kanseri tetiklediği gibi böbrek kanseri riskini de iki kat arttırmaktadır. Bunun yanın aşırı kilolu olmanın ve yüksek doymuş yağlı beslenme tipinin de böbrek kanseri riskini arttırıcı bir faktör olduğu düşünülmektedir. Genetik yatkınlık, özellikle von-Hippel Lindau gibi genetik geçişli hastalıklarda da böbrek kanseri sıklığı artmaktadır. Bir de uzun süreli böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren hastalarda böbrek kanseri riskinde hafif bir artış gözlenmiştir.
Teşhis Nasıl Konulur ?

Ne yazık ki böbrek tümörleri belirti vermeden çok büyük boyutlara ulaşabilirler. Günümüzde henüz güvenilir olarak böbrek tümörlerinin taramasında kullanılacak kan testleri de bulunmamaktadır. Bu nedenle böbrek tümörlerinin bir kısmı ancak bel ağrısı, idrarda kan veya karında ele gelecek kitle belirtileri verecek kadar büyüdükten sonra tespit edilebilirken çok daha büyük bir kısmı başka müphem şikayetler nedeniyle yapılan ultrason (USG) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi tetkiklerde şans eseri saptanmaktadır.

Tespit edilen börek tümörünün değerlendirilmesinde iki önemli basamaktan ilki BT veya manyetik rezonans görüntüleme (MR) ile tümörün organ içindeki ve varsa dışındaki yayılımının değerlendirilmesi; ikinci basamak ise sistoskopi adı verilen işlem ile idrar kesesinde kanamaya neden olabilecek başka bir lezyonun olup olmadığının kontrolüdür.

Tedavi
Böbrek kanserinde tedavi şekline tümörün yaygınlığının yanında hastanın genel durumu da göz önüne alınarak karar verilir.
Cerrahi böbrek tümöründe en yüksek tam iyileşme şansını sunduğundan temel tedavi yöntemidir. Cerrahide amaç kanserin çok ilerlemediği vakalarda olduğu gibi tümörün tamamının çıkarılması olduğu gibi ilerlemiş durumlarda yapılacak ilaç tedavisine cevabı arttırmak için kanser yükünün azaltılması amacıyla da yapılabilir. Böbreğin tamamının çevresindeki yağ ve adrenal bezle beraber cerrahi olarak çıkarılmasına radikal nefrektomi adı verilir. Geçmişte oldukça büyük bir kesiden açık olarak yapılan bu cerrahi günümüzde karın duvarına açılan üç ufak delikten sokulan özel cerrahi aletlerle hastaya en az zarar verecek şekilde (minimal invazif olarak) laparoskopik olarak gerçekleştirilmektedir. Bu sayede hasta en az kan kaybı ile ameliyat olurken ameliyat sonrası dönemde ağrısı açık ameliyata oranla çok daha az olur ve daha kısa sürede normal günlük yaşamına geri dönebilir. Kanser böbreğin sadece bir kısmını kaplıyorsa böbrek tamamen çıkarılmak yerine parsiyel nefrektomi adı verilen cerrahi yöntemle sadece tümörün ve çevresindeki böbrek dokusunun çıkarılıp böbreğin kalan kısmının korunması yöntemi tercih edilebilir. Ne yazık ki parsiyel nefrektominin laparoskopik yapılması teknik olarak oldukça zordur ve ameliyat içi ve sonrası komplikasyonlar daha sık görülmektedir. Parsiyel nefrektominin minimal invazif olarak gerçekleştirilmesinde çığır açan teknoloji robotik cerrahi platformu “DaVinci” olmuştur. DaVinci cerrahi robotu sağladığı yüksek hareket kabiliyeti ve 3 boyutlu görüş ile teknik olarak zor olan laparoskopik girişimi kolay kılmaktadır.
Kanserin cerrahi ile tamamen temizlenemeyecek kadar ilerlediği durumlarda kemoterapötikler, radyoterapi, bağışıklık sistemini güçlendirici ve harekete geçirici bir takım ilaç ve aşılarla kanserin ilerlemesi yavaşlatılmaya çalışılmaktadır.